Baş ağrısı çocukluk çağında ve ergenlerde sık karşılaşılan bir yakınmadır. Baş ağrısı aslında bir hastalık değil bir bulgudur. Ayrıntılı öykü, muayene ve gerektiğinde yardımcı laboratuar yöntemleriyle altta yatan neden veya nedenlerin bulunması oldukça önemlidir. Baş ağrısına neden olabilecek çok sayıda neden bulunmaktadır. Sinüzit, orta kulak iltihabı, farenjit, beyin zarı iltihabı olarak bilinen menenjit gibi enfeksiyon hastalıkları, yüksek tansiyon, kan şekeri düşüklüğü, depresyon, stres, kafa içi kanamaları ya da kafa içinde yer kaplayan tümör ve kistler nedenler arasında sayılabilmektedir. Çocuğun yaşı ne kadar küçükse altta yatan nedenin ciddi olma olasılığı o kadar yüksektir.

İlk defa ve şiddetli tariflenen, uykudan uyandıran, sabah erkenden ortaya çıkan, sabah kusmalarının, kişilik, davranış ve bilinç değişikliği, görme bozuklukları, nöbet geçirme gibi nörolojik bulguların eşlik ettiği, şiddet ve karakterinde değişiklik olan, uzun süredir devam eden baş ağrıları uyarıcı olmalı ve altta yatan nedenler mutlaka araştırılmalıdır.

On yaşından küçük çocuklarda tekrarlayan baş ağrılarının büyük bir çoğunluğu migrendir. Migren, baş ağrısından öte bir durumdur!   

Migren, tekrarlayıcı orta-ağır şiddette baş ağrısı atakları ve buna eşlik eden kusma, bulantı gibi başka belirtilerle kendini gösteren, sık rastlanan ve kişinin günlük aktivitesini olumsuz etkileyen, yaşam kalitesini azaltan kronik bir nörolojik hastalıktır.

Çocukluk çağı migren baş ağrılarında genel bilinenin aksine ağrı sadece başın bir tarafında olmayabilir. Hatta çoğunlukla iki taraflıdır. Ağrı zonklayıcı olarak tanımlanır. Genellikle çocukların yapmaktan keyif aldığı faaliyetlerden uzak kalmaya neden olacak şekilde şiddetlidir. Işıktan ve sesten rahatsız olurlar. Renkli ve kesik çizgiler görme, şimşek çakması gibi gözde çeşitli duyumsamalar olabilir. Bulantı kusma sıktır. Yatma ve uyuma ihtiyacı vardır.

Gerilim, stres, hafif kafa travmaları, sıcak ve nemli ortamlar, aşırı gürültülü çevre, parlak ışıklar, sabahları geç kalkma, uykusuzluk, oksijen azlığı ile giden yüksek yerlerde bulunmak, genç kızlarda adet dönemi, salam, sosis, turşu, yağlı kızarmış besinler, çikolata, aşırı karbonhidrat alımı, katkı maddesi içeren gıdaların tüketimi migren baş ağrısını tetikleyebilir.

Bu faktörler farkedilebilir ve ortadan kaldırılabilirse migren tamamen düzelmese bile şikayetlerin sık ortaya çıkması engellenebilir.

Migren tedavisinde esas olan hastalığın oluşma şeklinin anlaşılması, tetikleyen faktörlerin ortaya çıkarılması ve tetikleyici faktörlerden mümkün olduğunca uzak durulmasıdır. Düzenli beslenme, öğün atlanmaması, yeterli uyku, uygunsuz, aşırı ağrı kesici kullanımının engellenmesi, stresten uzaklaşma, düzenli egzersiz, boş vakitlerini uygun şekilde düzenlemek, bol sıvı alımı, kafein ve karbonhidrat tüketiminin azaltılması oldukça önemlidir.

Baş ağrıları sırasında herhangi bir ağrı kesici alımı ve dinlenme en kolay tedavi yöntemidir. Özellikle kısa bir uykudan sonra hastalar kendini rahatlamış hissedebilir. Eğer bulantı kusma şikayeti yoğun ise buna yönelik özel tedavi faydalı olabilir. Kişinin günlük aktivitesini etkileyen, şiddetli ve sık tekrarlayan migren atakları varlığında koruyucu tedavi olarak bilinen ve her gün alınarak ağrıların sıklığının azalmasını sağlayabilecek ilaçlar uzman önerisi alınarak kullanılabilmektedir.