Pek çok ailenin korkulu rüyasıdır ateşli nöbetler, daha yaygın bilinen adıyla havaleler. Peki gerçekten bu kadar ürkütücü müdür? Günümüz bilgilerinin ışığında cevabımız HAYIR.

Ateşli havaleler 6 ay- 6 yaş arası çocuklarda görülen, sıklıkla geçirilmekte olan bir üst solunum yolu enfeksiyonu ya da ishal veya idrar yolu enfeksiyonu sırasında yükselen ateş sırasında ortaya çıkan nöbetlerdir. Menenjit veya beyin iltihabı olarak bilinen ensefalit sırasında ateş yüksekliği ile birlikte geçirilen nöbetler ateşli havale kabul edilmemektedir.

Ateşli havaleler, Türkiye’de %4-5 oranında görülmektedir. Bu kadar sık görülmesine ve teknolojik gelişmelere rağmen nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik faktörlerin önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Ailesinde ateşli havale geçiren bireylerin olması çocuktaki riski artırmaktadır. Enfeksiyon sırasında ateşle birlikte vücutta salınan bazı maddelerin de havaleye neden olduğu düşünülmektedir.

En çok sorulan sorulardan birisi hangi derecede havalenin geçirileceğidir. Böyle bir ateş yüksekliği sınırının verilmesi mümkün değildir. Sanılanın aksine ateşin derecesi ile havale riski arasında doğru orantılı bir ilişki yoktur. 37,8 gibi düşük derecede ateşte de havale geçirilebilir. Ateşin 39-40 derece olması gerekmez.

Havale sırasında gözlerde geriye, sağa sola kayma, karşıya sabit bakma, dişlerini sıkma, dudak çevresinde, yüzde morarma, kollarda bacaklarda, bazen vücudun sadece sağ ya da sol tarafında kasılma veya çırpınma ya da kasılma olmaksızın tüm vücutta salıklık ortaya çıkabilir. Genellikle 2-3 dakika içinde kendiliğinden sonlanır. Özellikle ilk kez havale ile karşılaşan aileler belki de haklı olarak oldukça paniklerler. Havale anında olan olayları yeterince gözlemleyemez ve genellikle süre hakkında doğru bilgiye sahip olmazlar. Oysaki bu olayların doğru tanımlanması hekimler için oldukça önemlidir. Çünkü ateşli havale tanısı klinik bulgulara dayanarak konulur. Hastalığın nasıl seyredeceği, tekrar riski ve tedavi gerekip gerekmediği bu bilgilere dayanılarak kararlaştırılır. Bu nedenle bizler ailelere fazla paniklemeden mümkün olduğunca iyi gözlem yapmalarını, hatta video kayıt almalarını önermekteyiz.

Aileler çoğunlukla havale geçiren çocuğa nasıl yaklaşacaklarını bilememektedir. Öncelikle sakin olunmalı, soğukkanlı olmaya çalışılmalıdır. Çocuk yan yatırılmalı, başının altına bir yastık konulmamalıdır. Dişler kenetli ise; bunu önlemek için ağza kaşık, tahta çubuk, parmak sokulup dişler açılmaya çalışılmamalıdır. Bu çabalar hem çocuğa hem de hasta yakınına zarar verebilir. Hastanın üzerine soğuk su dökülmemelidir. Gözlük varsa çıkarılmalı, boynunu sıkan kıyafetler gevşetilmelidir. Kasılmakta olan kollar ve bacaklar tutulmamalıdır.  Nöbet anında hastaya ağızdan ilaç verilmeye çalışılmamalıdır. Nöbet 3 dakikadan uzun sürmüşse doktorunuz tarafından önerildiyse rektal yoldan yani makattan nöbet durdurucu ilaç kullanılabilir.

En büyük endişelerden biri de havalenin tekrar edip etmeyeceğidir. Aynı ateşli hastalık sırasında birden fazla havale geçirilmesi, havalenin 15 dakikadan uzun sürmesi, havale sırasında kasılma veya çırpınmanın vücudun tek tarafında olması, ailede epilepsi (sara) hastalığı öyküsünün olması ve çocuğun nörolojik gelişiminin biraz geri olması tekrar riskini artırmaktadır. Tekrarları önlemek amacıyla ateşle mücadale oldukça önemlidir. Ateşin takibi, etkili ateş düşürücülerin düzenli olarak kullanılması, gerektiğinde fizik soğutma yapılması veya ılık duş alınması önemlidir. Israr eden ateş varlığında ateşin nedenin saptanması ve nedene yönelik ör: antibiyotiklerin kullanılması için hekime başvurmalıdır. Tekrarlayan ateşli havalelerin varlığında uzman hekim nöbet anında nöbet durdurucu ilaçlar veya koruyucu amaçlı uzun süreli ilaç tedavisi verilebilmektedir.

Ailelerin en büyük korkusu genellikle geçirilen nöbetten çok bu nöbetin, beynine zarar verip vermediği, ileride bir bedensel ya da zihinsel engele neden olup olmayacağıdır. Ateşli havaleler 30 dakikadan daha uzun sürmedikçe kalıcı bir hasara, sakatlığa neden olmamaktadır. Ateşli havale geçiren hastaların %2’sinde 6 yaşından sonra epilepsi gelişim riski bulunmaktadır.